20081128

sen ağlama dayanamam :(


yemek yapmayı sever misiniz bilmem ama hemen bütün yemeklerin öncelikle soğan doğrayarak başladığını annenizden öğrenmişsinizdir herhalde :) siz de aman şimdi mikseri kim kullanıcak hemen doğrayayım elimle işte deyip sonra birden gözyaşları içinde kalanlardansanız, işte çözüm: muhteşem soğan gözlüğü!

bu gözlükler sizi yaşlı gözlerden kurtarmakla kalmıyor, size zaman da kazandırıyor. zira ağlaya ağlaya lavaboya koşmak zorunda kalmıyorsunuz ve böylelikle yemeğiniz çabucak oluveriyor :)

en iyisi siz de bir tane alın bulunsun boşuna gözyaşı dökmeyin..

(not: ev malzemeleri satan marketlerde bulamıyorsanız internetten alın canım)

dye dye my darling (:


batik denilen teknikle evde kendinizin de kolayca yapabileceğiniz bir tişört bu gördüğünüz. ve bence gayet orijinal durmuş, bu tarzı seviyorsanız sevdiğiniz renkte bir tişört edinip yapmayı deneyin derim(: merak eden için, şimdi söyle oluyo:

1. düz renk bir tişört alıyorsunuz
2. tişörtü düz bir yere seriyorsunuz ('düz' önemli bir nokta demek ki)

3. serdiğiniz tişörtü istediğiniz herhangi bir kısmından (gövde kısmı olsun tabi) bir elinizle tutup diğer elinizle kıvırmaya başlıyorsunuz

4. tişörtü kıvırınca haliyle daireye benzer bir şekil alıyor, işte o şekli iple sıkıca bağlıyorsunuz açılmaması için
5. sıkıca bağladığınıza emin olduktan sonra kumaş boyasını sprey başlığı olan bir şişeye dolduruyorsunuz

6. şimdi de spreyliyorsunuz pıst pıst şeklinde

ve son olarak daradadamm ipleri açma vakti! eğer herşeyi doğru yaptıysanııız artık sizin de elinizle yaptığınız deişik şekilli bir tişörtünüz var. güle güle giyin (:

20081124

"dOMINO" dancing!


geçenlerde izlediğim çok güzel olmayan ama izlettiren, nasıl derler şöyle atraksiyonlu bir 2005 filmi: "domino". başrolde derin bakışlı hatunumuz keira knightley, nam-ı diğer domino bulunuyor ki bu da filmin söz ettiğim izlettiren kısmı oluyor. keira öyle klasik dönem kıyafetleriyle ve saçları örgülü olarak karşımıza çıktığı "pride&prejudice","atonement", hatta vizyona yeni giren "the duchess" gibi filmlerdeki görünüşünün aksine, domino'da çok farklı bir havada. açık söyleyeyim izlerken filmden çok dikkat ettiğim şey kendisiydi (zira dvd kiraladığım dükkana girdiğimde de filmin kapağı ilgimi çekmişti: "wow güzel stil" şeklinde). herneyse..

o halde biraz nasıl olduğundan bahsedelim: ilk olarak saçlar. kısacık diye tabir edebileceğim ama tarzından bişey eksiltmeyip artıran bir stil. yan kısmı az miktarda kazınmış ama alında yandan aşağı kısma doğru uzayan bir kakül bırakılmış, dipleri kahve tonda, geneli sarı röflelenmiş saçlar. keira hanımın alnı çok dar olmadığı içindir herhalde bu kadar yakıştırmam. zaten birde filmdeki rolü gereği (bounty hunter?!) bir oraya bir buraya savrulan, ahenk içinde olan saçlar her karede insanın gözüne çarpmakta. ikinci olarak da kıyafet seçiminden bahsedeceğim: filmde kendisini giydiren şahsın kim olduğunu bilmiyorum ama genel olarak doğru seçimler yapılmış gibi gözüküyor. üst fotoğrafta da gördüğünüz gibi "bir bounty hunter'a olsa olsa 'rocker girl' imajı olur." diye düşünülmüş olmalı ki hafif dantelli 'zebra' bustiyer ve metal zımbalı deri ceket giydirilmiş kendisine. filmin diğer karelerinde de genelde bir atlet-yırtık kot ikilisi ve takılarla çıkıyor karşımıza domino..
böylece bu filmin keirayı niye 'deiğişik' gösterdiğini de anlatmış oldum. arzu ederseniz bir de siz izleyin tabi. bahsetmediğim birşey daha ekleyelim; gerçek bir hikayeye dayanıyor domino filmi ve asıl domino harvey bu şekilde seksi rocker imajlı deil.. bu da yönetmen koltuğundaki tony scott veya senarist olan richard kelly'nin tercihidir diyor, bitiriyorum.

20081123

puce a merhaba diyelim

merhaba. bu blog'u açarken düşündüklerimi (benim de bir blogum olsun canım), ya da en azından açma sebebimi mi yazmam gerekiyor şimdi? bilemiyorum. tek bildiğim konuşma isteğim (ve dolayısıyla yazma). bu eylem kah 80ler kah günümüz olsun, moda olsun, müzik olsun (misal cheri cheri lady güzeldir insanın parlak tayt ve tozluk giyip saçlarını kabartıp oynayası gelir öyle değil mi ), yeni çıkan bir dergi olsun, alışveriş olsun, üretmek olsun, branşım olan ve aynı zamanda sevmekten vazgeçmeyeceğim dilbilim olsun, dil olsun daha geniş tabirle. aslında herhangi bir şey olabilir demek oluyor bu. evet. (: